GİB internet sitesindeki bir özelgeden
Hakkâri’de yaratıcı bir YouTuber, 2018 yılında bir defaya mahsus elde ettiği 201 lira(yazıyla da belirtelim yalnız iki yüz bir lira) için ödemenin vergiye tabi olup olmadığını, mükellefiyet tesis ettirip ettirmeyeceğini Gelir İdaresine sorar.
İdare, Hakkârili YouTubera gelir vergisi mükellefiyeti tesis ettirmesi ve gelir vergisi beyannamesi vermesi gerektiği şeklinde cevap verir.
Çünkü Gelir İdaresine göre;
Organizasyon nedir derseniz; genç arkadaşımızın akıllı cep telefonu ticari organizasyon yerine geçmektedir.
Devamlılık ise video ya da videoların internet sitesinde duruyor olmasıdır.
İdare, Gelir Vergisi Kanununun 37. maddesinde yer alan ve netlik içermeyen, yıllardır yorumla içi doldurulan “Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır” tanımına sığınarak YouTuberları tacir yaptı.
Buna göre çoluk çocuk, genç yaşlı, öğrenci, devlet memuru gelir vergisi mükellefi oldu.
Öte yandan devlet memurları için ilave ve mantıksız bir sürpriz daha vardır: Yasak bir faaliyet olan ticaretle uğraşır duruma düştüler.
Sürpriz bir gelişme: Geriye yönelik beş yıllık inceleme
2019’da başlayıp 2020’de artan Gelir İdaresi özelgeleri, vergi incelemelerini de tetikledi ve geriye yönelik olarak 5 yılı kapsayan incelemeler başladı.
Benzetme doğru olur mu bilmem ama tüm YouTuberlar “Araba farıyla avlanan tavşan” durumuna düştüler.
Daha açık söylemek gerekirse; YouTuberlar Gelir İdaresinden gelen cevapla aydınlanmışlar ancak bu aşırı aydınlık, vergi incelemesinde onların ellerini kollarını bağlamıştır.
5 yıla yakın süre bir boyunca elde ettiği gelir için beyanname verip vermeyecekleri konusunda resmi hiç bilgiye sahip olamayan YouTuberler, cezalı vergiyi ve gecikme faizini ödeyerek “elde ettikleri gelirin vergiye tabi olduğunu” öğrenmiş oldular.
Tabi ki çok pahalı ve mükellef haklarına aykırı bir öğrenme modeli.